Türk İş Hukukunda İşe İade Davası

İş sözleşmesinin “İş Kanunu” içerisinde yer alan bir sebebe dayandırılmaksızın işveren tarafından sonlandırılması durumunda, kanun, işçiye iş güvencesi kapsamında İşe iade davası açma hakkı tanımaktadır. Yani  işe iade davası, haksız nedenle işten çıkartılan bireylerin mevcut işine geri dönebilmelerine olanak sağlayan bir uygulamadır. 

 

İşe İade Davası Nedir?

İşverenin bu davayı açma hakkı bulunmamaktadır.

İşe iade davası, işveren tarafından iş akdi feshedilen ancak bu feshin geçersiz olduğunu düşünen işçinin, iş güvencesinden faydalanarak işe iadesini talep ettiği davadır. İşe iade davası, iş sözleşmesi geçersiz bir nedenle sonlandırılan işçi tarafından açılabilir.

 

İşe iade Davası Şartları Nelerdir?

Haklı bir neden olmaksızın işten çıkartılan ya da sebep gösterilmeksizin iş hayatına son verilen kişiler, işe iade davası açabilmek için bir takım şartları yerine getirmelidirler.

 4857 sayılı İş Kanunu hangi durumlarda işe iade davası açılabileceği ve kimlerin işe iade davası açma hakkına sahip olduğunu belirlemiştir.

1)Öncelikle işe iade davası açılabilmesi için işverenin aynı iş kolunda en az 30 çalışanının olması gerekir. Bu durumda tüm şubelerde toplam çalışan sayısı hesaplanarak işe iade davası açma şartı olan 30 sayısının olup olmadığına bakılır.

2)Bir başka şart ise, davayı açacak işçinin en az 6 aylık bir kıdeme sahip olmasıdır. 6 aydan daha az kıdeme sahip bireylerin işe iade davasını açma hakları yoktur

3)İşe iade davası açma şartlarından bir diğeri ise, çalışanın belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışıyor olmasıdır. 

4)İşe iade davasının açılabilmesi için, çalışan, işveren tarafından işten çıkartılmalıdır. İstifa eden, işten ayrılan, iş değiştiren kişiler İşe iade davası açamazlar. 

5)İşveren Vekili Statüsünde Olmamak gerekmektedir.

İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri bu davadan yararlanamaz

 

 

 

İşe iade dava açma süresi nedir?

İş K. m. 20/1 uyarınca, iş sözleşmesi feshedilen işçi, geçersiz olduğunu düşündüğü fesih bildiriminin tebliğinden itibaren bir ay içinde işe iade davası açmalıdır. İşçi için dava açma süresinin başlangıcı feshin tebliğ tarihidir

İşçinin Savunmasının alınması :

İşçinin savunmasının alınması gerektiği İş K. m. 19’da da öngörülmüş olup, kanun maddesi uyarınca işçinin savunması alınmadan, belirsiz süreli iş sözleşmesi davranış ve verimliliği nedeniyle sona erdirilemez.  İspat açısından yazılı olarak savunma alınması daha uygun olacaktır. Zira işçinin savunma vermekten kaçınması durumu da  bir tutanakla tespit edilmelidir.Ayrıca işçiye, makul süre verilerek bu süre içinde savunmasını vermesi, aksi halde savunmadan vazgeçmiş sayılacağı da bildirilmelidir.

Fesih Bildiriminin şekli ve içeriği nasıl olmalıdır ?

Bu bildirimin yazılı olarak yapılması gerekmektedir. Zira fesih bildiriminde yazılı şekle uyulması ve fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmesi, hem işçinin fesih nedeni hakkında tam bir bilgi sahibi olmasını, işe iade davası açıp açmamak konusunda bir fikir sahibi olabilmesini, hem dava açması durumunda açılan işe iade davasında ispat kolaylığı sağlaması açısından önemlidir.

İşe İadenin Sonuçları nedir?

Açılan işe iade davası sonucunda, Mahkeme tarafından feshin geçersizliğine karar verildiği takdirde, geçersiz fesih tarihinden, kararın kesinleşmesine kadar “boşta” geçen süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer sosyal haklarının ödenmesi gerektiği hüküm altına alındığı gibi işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarı da belirlenir.

İşe iadeye aykırılık tazminat tutarı, işçinin işyerindeki kıdemi ve feshi gerekçesi nazara alınarak, işçinin en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında belirlenmektedir.

İşçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Bu işlem genellikle noter kanalıyla gönderilen bir ihtarname aracılığıyla yapılmaktadır.

 

İşçinin Süresi İçerisinde İşe İade Talebinde Bulunmaması 

veya İşveren Tarafından Yapılan İşe Davete Uymaması :

İşçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine (veya vekiline ) tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe iade talebinde bulunmaz yahut işveren tarafından yapılan işe davet uyarınca işbaşı yapmaz ise işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.

 

Bu durumda, fesih işlemine bağlı olarak işçinin ihbar tazminatı ve (diğer şartların mevcudiyeti ile örneğin hizmet süresinin bir yılı aşmış olması şartı ile ) kıdem tazminatı, hakları dışında iş güvencesinden kaynaklanan bir talep hakkı oluşmaz. 

Geçersiz fesih işlemi esnasında haklı sebep bulunduğu gerekçesiyle işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenmemişse, işe iade davasının kazanan işçi işverene başvuruda bulunmasa veya işe başlamasa dahi işverenin haklı fesih iddiası ortadan kalkarak fesih “geçerli fesih” işlemine dönüştüğünden, işçi kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanır. Öte yandan, geçersiz fesih işlemi esnasında işçinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmiş ise, fesih geçerli feshe dönüştüğünden ve belirtilen tazminatları da ödenmiş olduğundan bu olasılıkta işverenin başkaca bir yükümlüğü oluşmaz.

İşçinin İşe İade Talebi Doğrultusunda İşe Başlatılması :

 

İşçinin süresi içinde başvuruda bulunması ve işveren tarafından işe başlatılmasına karar verilmesi halinde, işveren tarafından işçinin bir ay içerisinde işe başlatılması gerekmektedir.

İşçinin işe başlatılması halinde, geçersiz fesih tarihini takip eden 4 aylık dönem için bordro düzenlenmesi ve geçersiz fesih tarihini takip eden 4 aylık sürede işçi çalışmış gibi yasal kesintiler sonrası net tahakkukların yapılması gerekmektedir. 

Boşta geçen 4 aylık süre içerisinde işyerinde ücret zammı gerçekleşmiş ise bu zam oranı da yansıtılarak, ödeme yapılmalıdır. Ayrıca, ücretin yanı sıra yemek, ikramiye gibi ( sağlık sigortası, hayat sigortası, çocuk yardımı, aile yardımı, yakacak, v.b.) sosyal yardımlar kişi çalışmış olsa idi hangi şekil ve tutarda ödenecek idiyse o şekilde ödeme ve tahakkuk gerçekleştirilir. Boşta geçen sürenin dört ayı aşması halinde dahi işverenin yükümlülüğü dört ayla sınırlıdır.

Geçersiz fesih tarihinde işçiye kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmiş olması halinde ise, işçi kendisine ödenen kıdem ve ihbar tazminatı tutarlarını, işe başladıktan sonra makul bir süre içerisinde işverene iade etme yükümlülüğü altındadır.

İşçinin İşe İade Talebine Karşın İşe Başlatılmaması :

İşçinin süresi içerisinde işe iade talebinde bulunmasına karşın işverenin işçiyi bir ay içinde usulüne uygun olarak işe başlatmaması halinde, işveren, boşta geçen 4 aylık süreye ait ücret ve sosyal haklara ilişkin yapılacak ödemenin yanı sıra mahkeme tarafından işçinin işyerindeki kıdemine göre belirlenen en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.

 

Av.Pelin ŞENOL BARUH