Neden “Koruyucu Avukatlık “ hizmeti almalıyız ?
AVUKATLIK MESLEĞİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER…
Avukat, hakkını arayan kişinin kılavuzudur. Avukatlığın tanımı ve gayesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu‘nda düzenlenmiştir.
Avukatlık, Avukatlık Kanunu’nun 2. maddesinde “avukat, her türlü hukuki sorun ve anlaşmazlıkların, adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesi ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasında, yargı organlarına, kişilere, kurum ve kuruluşlara yardım etmek için, hukuki bilgi ve tecrübelerini, adaletin hizmetine tahsis eden, kamu hizmeti gören serbest meslek mensubu kişiler“ şeklinde tanımlanmıştır.
Avukatsız bir yargılamadan söz edilemez.
Gelişmeler zaman içinde Avukatlığı yalnızca bir savunma işlevi olmaktan da çıkarmış, hukuki ilişkilerin daha başlangıcında hukuka uygun olarak düzenlenmesi, uyuşmazlıkların önceden önlenmesi gibi önemli ve çağdaş bir yaklaşımı yani, “Koruyucu Avukatlık “ yaklaşımını öne almıştır.
Avukatlardan, çıkan sorunun mahkemeye götürülmesinden değil, ticari ilişkinin mahkemeye en az intikal edecek şekilde önlemlerin alınmasında yararlanılmalıdır.
KORUYUCU AVUKATLIK NEDİR ?
NİÇİN GEREKLİDİR?
Koruyucu Avukatlık, bir “Risk Yönetimi” olup; uyuşmazlık çıkmadan evvel hukuki yapının sağlam bir şekilde kurulmasını sağlamaya yönelik olarak yapılan Avukatlık hizmetidir.
Koruyucu Avukatlık, ticaret hayatının temel taşı olan sözleşmelerin yapılmasında da hukuki hatayı, sorun ve uyuşmazlık çıkmasını en baştan önleyen bir uygulamadır.
İş yaşamında risk altına girmeden muhtemel sorun ve dava ihtimallerini en aza indirgeyerek başarılı bir iş yaşamı sürdürebilmenin yolu “Koruyucu Avukatlık” dan geçer.
ÜLKEMİZDE AVUKATA NE ZAMAN GİDİLİR ?
Aslolan, bir yasal işleme karşı en iyi korunmayı en baştan ve problem çıkmayacak şekilde sağlamaktır.
Ticaret hayatında da en doğru yaklaşım, uyuşmazlıklar ortaya çıkmadan evvel muhtemel dava ve sorunların önüne geçebilecek tedbirleri almaktır.
Ülkemizde, Avukata problem ortaya çıktıktan sonra müracaat edilmekte ve sonucunda da uzun yıllar süren zor bir sürece girilmektedir.
Oysa ki; bu gibi durumlarda önceden Koruyucu Avukattan yardım alarak, bir çok sorunu başta fark edip önlem alarak dava ve uyuşmazlık ihtimalini en aza indirgemek mümkündür.
Avukata başvurmanın ek bir maliyet olduğunun düşünüldüğü ülkemizde; bu ek maliyete katlanmaya karar verilmeden hareket edilmekte ve bunun sonucu olarak da toplumumuzda, tacirlerin çoğu Koruyucu Avukatlık kavramını acı sonuçların ortaya çıkması ile öğrenmektedir.
Ticaretin içinde olmak,ticaretin doğuracağı hukuki sonuçları da bilmek anlamına gelmemektedir.Ne kadar tecrübeli olursa olsun bir tacirin,yasal mevzuatı ve güncel gelişmeleri bir avukat kadar biliyor ve takip ediyor olması beklenemez.
Hemen hemen her ticari konu yasal mevzuatlar çerçevesinde düzenlenmiş olmasına rağmen,çoğu zaman hazır,maktu,fotokopi ile çoğaltılan sözleşmeler kullanılmaktadır.Standart hazırlanmış sözleşmelerin,her tarafa ,her ticari ilişkiye uygun düşmesi mümkün değildir.
Bu sözleşmeler,her zaman ihtiyacı karşılamadığı gibi, geçersiz hükümler de taşıyabilmektedirler.
Bu nedenlerle, bu tür durumlarda tacirler avukata başvurmak suretiyle bir çok hukuki sorunu en başta fark ederek önlem alma olanağı elde etmiş olurlar.
Avukatlık Kanununun 35. maddesine göre” her gerçek ve tüzel kişi adliyede kendi davasını açabilir ve takip edebilir. “ Yani ülkemizde avukatla temsil zorunluluğu yoktur. Ancak işlerin kişi ve işletmeler adına vekaletle takibi veya dava takip edilmesi söz konusu ise bu yalnızca avukatlar vasıtasıyla yapılabilir. Kısacası “adliyelerde” vekaletle yalnızca avukatlar iş ve dava takip edebilirler.
Yine Avukatlık Kanunu ‘nun 35. maddesine göre; “anonim şirketler ve üye sayısı 100 veya daha fazla olan kooperatifler, sözleşmeli avukat bulundurmak zorundadırlar.” Bulundurmamaları suç olarak düzenlenmiştir. Eğer anonim şirket ve belirttiğim kooperatiflerin avukatları yoksa Cumhuriyet Savcısı tarafından kendilerine, avukatla sözleşme yapmadıkları her ay için 16 yaşından küçük işçiler için uygulanan brüt asgari ücret tutarında idari para cezası verilir.
AVRUPA ve AMERİKA’DA KORUYUCU AVUKATLIK YAYGIN MIDIR ?
Dünyadaki koruyucu avukatlık uygulaması ne şekildedir?
Amerika ve Avrupa ülkelerinde , Türkiye’ye göre koruyucu avukatlık daha yaygın olarak kullanılmaktadır.
Ticaretin geliştiği bütün ülkelerde ticari işletmeler avukatlarla ihtiyaç olduğunda ya da bir sorun çıktığında değil , bir sözleşmenin yapılması sırasında çalışırlar.
Ayrıca yine hukuk sistemi gelişmiş bütün ülkelerin mevzuatlarında avukatlara daha geniş çalışma alanları tanınmıştır. Örneğin Yunanistan’da tapu işlemlerini ve kira kontratlarını avukatlar olmadan yapmak mümkün değildir.
Yine bazı ülkelerin yasalarında avukat ile çalışma zorunluluğu getirilmiş ve bazı işlemlerin Avukat olmadan yapılması mümkün kılınmamıştır.
Burada bu devletlerin amaçladıkları avukatlara daha çok iş ve kazanç sağlamak değil, adliyeleri en çok meşgul eden konularda, işlemlerin avukatla yapılmasını ve böylece en az sayıda ihtilaf çıkmasını sağlamaktır.Böylece az sayıda ihtilaf çıkmakta, adliye ve hakimleri meşgul eden dosya sayısı azalmaktadır.
Özetlemek gerekirse; Koruyucu Avukatlık şirket üzerinde hukuki koruma şemsiyesi oluşturup ihtilaflar oluşmadan evvel bir nevi koruyucu hekimlik görevi üstlenerek şirketinizin sağlam temeller ile gelişmesine ve büyümesine yardımcı olabilmektir.
Av.Pelin ŞENOL BARUH